Stephen King’den Yazarlara Tavsiyeler

      Stephen King’den Yazarlara Tavsiyeler için 2 yorum

Özellikle gençlik dönemimde Stephen King’in çoğu kitabını okumuş bir insan olarak bu yazıyı yazmayı kendime bir görev biliyorum. Asıl konumuza girmeden önce açıklığa kavuşturmakta fayda var: King yazma beceresiyle çağa ışık tutan eşsiz bir yetenek olarak tavsiyelerini dile getirmiyor. Hiçbir zaman da böyle bir iddiada bulunmamış zaten. “Peki, onun kitaplarını iyi kılan nedir?” sorusunu yönelttiğimizde ise başkalarını bilmiyorum ama kendi adıma şu cevabı verebilirim: Sağlam kurgu, akıcılık, hayal gücünün çizdiği sınırların oldukça geniş olması.

Aşağıdaki maddeler genel olarak Stephen King’in Yazma Sanatı adlı eserinden çıkarıldı. (Yazıyla hemhâl olan herkese bu kitabı okumasını tavsiye ederim.)

1. Eğer yazar olmak istiyorsanız bol bol okumalı ve yazmaktan korkmamalısınız.
Bu maddeyle ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok. Gerçekten iyi bir yazarın kurgu, dilin kullanımı, anlatımın etkileyiciliği vb. birçok özelliği okuyarak benimsediğini ve yazdıkça bu yönlerin
i geliştirdiğini düşünüyorum.

2. Yazmanın en zor tarafı yazmaya başlamadan önceki zaman dilimidir.
Kafamızda onlarca fikirle, “Bu konuda söyleyeceğim çok söz var!” diyerek etrafta dolaştığımız düşünüldüğünde işin en zor anının elimize kalem alıp yazmaya başlamak olduğunu hepimiz hissetmişizdir. Her köşe başı ortalama bir gözlemci için, özellikle de içinde bulunduğumuz yaşam koşulları dikkate alındığında, ayrı birer yazı konusu. Kafamızda koşuşturan fikirlerin, imgelerin elimize kalem aldığımızda beynimizinde saklambaç oynamaya başlaması ne de garip değil mi? İşte King’e göre bu aşamayı geçtiğimizde yazma işi çok daha kolay bir hâl alıyor.

3. Yazmak motive olmayı gerektirir.
Bu sadece yazmakla da ilgili değil başarılı her işin altında iyi bir motivasyon yatıyor.

4. Betimlemeleriniz, açıklamalarınız yazar olarak sizinle başlasa da bu süreç okuyucunun zihninde tamamlanmalıdır.
Okuyucunun göz ardı edildiği yazıların başarılı olma ihtimalini düşük görüyorum. Gönlünden geldiğince yazmakla bu söylediğim karıştırılmasın. Bir öğretmen olarak işimin sınırlarının yolu göstermek olduğunu nasıl biliyorsam bir yazarın, okuyucunun düşünce alanına çok fazla müdahale etmesini de doğru bulmuyorum. Okurun bir mağaranın derinliklerine iner gibi yazınızı keşfetme seçeneği olmalı her zaman. Okuyucuyu düşündürmeli ama ona ne düşüneceğini dikte etmemelisiniz.

5. En iyi hikâyelerin ele alınan olayla ilgili olarak değil yazınızdaki karakterler sayesinde meydana geldiğini düşünüyorum.
Geçmişte okuduğum kitapları düşündüğümde kitap karakterlerinin olaylardan daha fazla aklımda yer ettiğini, beni etkilediğini söyleyebilirim. Herhalde insan olarak empati kurma ihtiyacımız karakterleri olayların önüne geçiriyor. Öyle olmasa “villain” diye ifade edilen kötü ama sevilen roman ya da film karakterlerini nasıl açıklardık? (Harley Quinn ve Joker’e saygılar;)

6. Cehenneme giden yolun üzeri “zarflarla” kaplıdır.
Anladığım kadarıyla King’in bu noktada yazarları sürekli uyardığı konu dil bilgisi içerisinde düşündüğümüz sözcük türü olan zarfların İngilizcedeki kullanımıyla ilgili. Örneğin bir şeyin ne kadar büyük olduğunu ifade etmek için “çok büyük” değil, “devasa” kelimesini kullanın diyor kısacası. Özellikle İngilizcede bu konuyla ilgili ciddi bir eleştiri olduğunu düşünüyorum. İnsanların yazarken kolaya kaçmasıyla ve dolaylı olarak kelime dağarcığıyla ilgili bir durum. Türkçede de kelime çeşitliliğini okuyucunun dünyasından çok da uzaklaşmadan sağlamak elbette yazılarımıza zenginlik katacaktır.

7. Sözcükler cümleleri, cümleler paragrafları oluşturur. Paragraflar ise nefes almanın kolay bir başlangıcıdır.
Tam olarak burada neye vurgu yapıldığını anlayamasam da yazının biçim ve yapı yönüyle düzeninden bahsettiğini düşünüyorum.

8. Yazmayı sadece para kazanmak, sevgili edinmek, üne ve rahat bir yaşama kavuşmak için basamak olarak görmek yerine okurların hayatına değer katmak olarak görmek gereklidir. Her şeyden öte yazdığınız şey size tatmin ve mutluluk yaşatmalıdır.
Oldukça açık bir madde. Bu bölümde “denden” hakkımı kullanıyorum. 🙂

9. Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, olur mu? Yazmayla ilgili fikirlerin satıldığı bir dükkân, enfes hikâyelerin gömülü olduğu bir hazine vb. yoktur. Genel itibariyle iyi hikâyeler sıradan şeylerin doğru açılarla birleştirilmesinden ibarettir. Aslında bu işi kendiniz bile yapmazsınız size sadece bu açıyı fark etmek düşer.
Dünya klasiklerine baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Aynı güneşin batışına hepimiz şahit olurken bundan şaheserler çıkarma işi iyi yazarların gözlem gücüyle gerçekleşiyor.

10. Hikayeler daha önce var olup henüz keşfedilmemiş bir dünyanın parçasından kalıntılardır. Yazarın görevi ise alet kutusundaki aletleri iyi bir şekilde kullanarak bu kalıntıları yapabildiği kadar sağlam şekilde topraktan çıkarmaktır.
(Yazar buraya imzasını atıyor.:) )

Yukarıda ifade ettiklerim, Yazma Sanatı adlı kitaptan bazı alıntıları ve bu alıntılarla ilgili kendi yorumlarımı içeriyor. Koyu renkli olanlar yazarın doğrudan kendi fikirleri, madde altlarındaki bölümler ise benim düşüncelerim. 

Bir yazıyı yazmaya başlamadan önceki zamanın, yazmanın en zor zamanı olduğunu kendime hep hatırlatıyorum. Siz de hatırlatın, iyi gelecektir.

Not: Fantastik kitap sevenler Stephen King’in çok fazla bilinmeyen bir yönünü Kara Kule kitap serisiyle keşfedebilir. Enfes bir seridir.

Stephen King’den Yazarlara Tavsiyeler” hakkında 2 yorum:

    1. zaferb Metnin yazarı

      Yorumunuz için teşekkür ederim. Bloğunuza uğradım. Önceleri de arada sırada bloğunuza uğruyordum zaten. 🙂
      Kitap ile ilgili yardımcı olabilirim. Twitter’dan takibe başladım sizi. Oradan kitapla ilgili haberleşelim.
      Diğer yazılarıma da beklerim. 😉

      Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.