Muhabbet Vakti #2 – Pilav Yiyene Kitap Hediye

Dün metrobüs dediğimiz “BİTT*” aracına binmeden önce bir fotoğraf dikkatimi çekti. Pilav yiyene kitap hediyeydi ve oldukça ilgi çekici bir hediyeydi yurdum insanının bazıları için. Tezgâhın arkasına şöyle bir kafamı uzattığımda bayağı kitap çarpmıştı gözüme. Hani sahaflarda gördüğümüz, renk olarak kahverenginin tonlarına bürünmüş, üst üste yığılmış kitaplar… Vaktim olsaydı da sırf bu yaklaşımı takdir etmek için bir tabak pilav yeseydim diye geçirdim içimden.

Gel Vatandaş! Hem Karnını Hem Zihnini Doyur.

Bu hoş “promosyonlar” dışında yine yurdum insanının pratik zekasını konuşturduğu kampanyalar da oluyor. Örneğin, telefon kılıfı alana telefon hediye edilmesi… Kılıf ne kadar diye soracak olursanız iki bin küsür lira tabii ki 🙂 . Üstelik dokuz taksite de böldünüz mü konuşabileceğiniz bir kılıf (!) sahibi oluyorsunuz, ne güzel. Böylelikle telefonların taksitli satış yasağı ortadan kalkmış oluyor. Yasaklanan her şey daha bir çekici geliyor insana.

İçime Çekerim Ömrümün Kalan Günlerini

Bir insanın sigara içmesi ya da içmemesi tamamen onu bağlayan bir şey. Yalnız sigara içen insanların içmeyenleri, doğayı, havayı düşünmeleri gerektiğine inanıyorum. Sigaranın kokusuna dahi tahammül edemeyen bir insan olarak caddede sigara içen bir kişinin arkasına düştüğümde bir dizi stratejik hamle yaparken buluyorum kendimi:

  1. Mümkünse adımlarını hızlandırarak duman altı olmaktan kurtul.
  2. Sigara içen kişi hızlı yürüyorsa caddenin karşısına geç ya da yavaşla.
  3. Üst geçit vb. alanlarda yer değiştirme, hızlanma ya da yavaşlama ihtimali olmadığında içinden söylenerek yürümeye devam et.

Durakta sigara içenler, yanlarında çocuk varken sigara içenler vb. listeyi bu şekilde uzatabiliriz. Sigara içenler de “Ee, biz nerede içeçeğiz o zaman?” diyorlar, haklılar. Başkalarını rahatsız etmeden sigara içilmesinin bir yöntemini bulabilmiş değilim maalesef.

Muhabbet Vakti – Hayırdır?

Daha önce de sizlerle sohbet etme kıvamında yazılar yazıyordum. Bu konuda kendi iç motivasyonumu arttırma adına bu işin adını koyalım dedim. Bundan sonra bloğumda, başında “Muhabbet Vakti” gördüğünüz yazılar günlük izlenimlere, can sıkan, mutlu olunan her şeye değinebilir sevgili okuyucu. Haberiniz olsun. “Muhabbet” kelimesi bilinçli bir tercih olarak:

1. isim Sevgi
2. Dostça konuşma, yârenlik
(TDK)

anlamlarından ötürü tercih edildi. Yorumlarınızla yalnız bırakmazsanız, “kendi kendine konuşan” bir insan durumuna sokmamış olursunuz beni 🙂 .

Hoşça kalın.

Çoğu insan sevgi taşır içinde, pek azı karşısındakileri paylaşmaya değer görür sevince. 

İşbu yazı birtakım şarkıların etkisi altında yazılmıştır. Onlardan sadece biri:

*BİTT: Balık İstifi Toplu Taşıma

Muhabbet Vakti #2 – Pilav Yiyene Kitap Hediye” hakkında 6 yorum:

  1. Bir Tutam Karınca

    Acaba o pilavı yiyenler hediye edilen kitapları okuyorlar mı diye düşünmeden edemedim. Sigara konusunda kesinlikle seninle aynı fikirdeyim. Sigara içen birinin arkasına denk gelince elimden geldiğince onu geçmeye çalışırım. Birinin ağzından çıkan dumanın solunum yollarıma hücum etmesinden hiç haz etmiyorum. Böyle hayatın içinden yazılan yazıları çok severim. Kalemine sağlık.

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Bloğuma hoş geldin Yasemin. Yorumun için teşekkür ederim.

      Ucundan başından kitabı merkeze alan hangi kampanya olursa olsun bahsedilmeye değer gibi geldi bana. Bir kişi okumuş olsa hediye edilen kitabı, kazancımızdır 🙂 .

      Özgürlüğün tanımı üzerine tekrar mı konuşmamız lazım nedir, herkes kendi özgürlüğüne odaklanmış yanı başındakinin yaşam alanından, hakkından bihaber gibi davranıyor. Sigara da özgürlüğün sınırları konusunda tam olarak “gri bölge”de kalmış gibi. İşin üzücü tarafı yedisinden yetmişine çok fazla insan kullanıyor, yavaş yavaş hayatlarından çalıyorlar. Hem bir tek kendilerininkinden de değil; senden, benden, bütün canlılardan…

      Cevapla
      1. Bir Tutam Karınca

        Kazanç konusunda çok haklısın. Kitapların hiçbir işe yaramadığını düşünen kesime inat, kitaplardan bahsetmeye devam etmek gerek. Özgürlük tanımı bana her zaman biraz karışık geliyor nedense. Birinin özgürlüğü, diğer bir kişinin özgürlüğüne müdahale etmemeli diyoruz genel olarak. Ama böyle spesifik örneklerde bu tanım pek yeterli olmuyor.

        Cevapla
  2. semi

    Önce Şebnem Ferah`a kocaman bir kalp bırakıyorum:)
    Pilav yiyene kitap iyi fikirmiş. Takdir ettim. Siagara konusunda da aynı düşünüyorum. Daha önce yani yıllar önce üniversite öğrencisiyken tek tük de olsa sigara kullanıyordum. O zamanlar bir de her yerde serbest olduğundan ailemi ziyarete gittiğim otobüste nasıl bir duman olurdu ve o dumanlı otobüste 6 saat kadar yolculuk yapardık:) Şu an hayal bile edemiyorum. Eve gelen misafir sigara için terasa çıkıyor, üzerindeki kıyafete sinen konu biraz da içeri giriyor, ona bile tahammülüm yok.

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.

      Şehirlerarası otobüslerde sigaranın serbest olduğu dönemi çocukluğumdan hatırlıyorum. Herbir penceresinden etrafa dumanlar tüte tüte giden bir araç… 🙂 Garip bir görüntü gerçekten.

      Geçenlerde bir yazıda denk geldim. Bir insanın özgürlüğü, her istediğini yapabilmesi değil her istenileni yapma konusunda zorlanamaması diyordu yazar. Bu yüzden sigara dumanını solumak zorunda kalmama özgürlüğümü kullanmak istiyorum ben de.

      Cevapla
  3. Pingback: Muhabbet Vakti #3 - AdWords'ten Sihirli Dokunuş - Gönülden Dile

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.